16 Mart 2012 Cuma

Bazen ...

 Bazen tam olarakta öyle değildir ...
 

Kimine Göre Kaçığım Kimine Göre Zır Deli,Eyvallah da? ....


18 Aralık 2009 19:40

Şimdi kendimi düşünüyorum :)
Her zaman ki gibi:F
Leventten Mertere 40 dakka da geldim ... ama mertobüs merdivenlerinden 20 dakkada çıkamadım...
Öflüyordu insanlar , ayrıca pöfleyende gördüm ...hatta ses yükseltende
Bense kulaklarımdaki melodiye hapsolmuştum , yağmuru hissediyordum, rüzgarda yanında bonusuydu...
Ahhhh dedimmm...ahhhh....şimdi burdan böle şarkımı söylerek atlaya zıplaya çıksam bana deli derler mi?
Derler dedim sonra D:
Deli değilse de kaçık derler dedim ... aslında çok afedersiniz ama ( ne kadar nezaket sahibi olduğumu bilen bilir) bana kaçık diceksiniz diye ...atlayıp zıplamama engel olmadım ben...
Hazır değildiniz ... o mutluluğumu anlamaya hazır değilsiniz ... çünkü ben sebebsiz yere mutluydum ...
Oysaki size göre ;
Mutlu olmak için sebebler gerekir ... neden yetmiyor anlamış değilim !!!
Şimdi düşünüyorum da ;
Evvvet deliyim ben kaçığım D: Sizin akıllılarınızdan olmak istemiyorum çünkü...
Küfür gibi

TANRI KOKUSU



Yoda: Premonitions, premonitions. These visions you have...
Anakin Skywalker: They are of pain, suffering. Death.
Yoda: Yourself you speak of, or someone you know?
Yoda: Close to you?
Yoda: Careful you must be when sensing the future Anakin. The fear of loss is a path to the dark side.
Anakin Skywalker: I won't let these visions come true, Master Yoda.
Yoda: Death is a natural part of life. Rejoice for those around you who transform into the Force. Mourn them do not. Miss them do not. Attachment leads to jealousy. The shadow of greed that is.
Anakin Skywalker: What must I do, Master Yoda?
Yoda: Train yourself to let go... of everything you fear to lose.

:tumblr_l14vuoORwv1qzr6ooo1_500_large.jpg

Doğarız
Hep doğarız, her an ölürüz aslında. Her ölüm doğum demekse; her nefeste tekrar doğarız. Matematiksel olarak hesaplarsak, aldığımız nefes +1 verdiğimiz -1 dersek ,bunlar birbirini götürür kalan sıfırdır ve sıfırda Tanrısaldır.

Zaman değişik bir kavramdır.  İçinde sadece an barındırır . A terkedengeçmişve daha ortada bile olmayangelecekiçin güzelim anı ziyan ederiz. Öğretilmiş bağımlılık sistemine dayalı düşünce yapımızla sorunumuzu halledemediğimizden dolayı .

Filmimizin kurgusu şifrelidir ve bu onu daha da heycanlı kılar . Zaten sebebsiz hiçbir varoluş yoktur ! Ama  şifreli olmasından dolayı gizemli görüntüsü filmin ,ne kadar basit olduğunuda görmemizi engeller. Zıtlıkların birarada olabilmesidir Tanrının KokusuVanilyalı oladuğu söylenir .

Varoluş boyunca sürekli kapılardan geçeriz. İlerlesekte ilerlemesekteİlerlediğimizde farkındalık vardır cebimizde , bu yüzden biliriz ki kapının eşiğinde takılmadan atladığımız her çelme ceza değil ; kazanılanı sindirmede yardımcı olacak kazık bi sınav sorusudur ve sonrası çok lezzetlidir. Ama öğretilmiş bağımlılıklarımız bazen bu detayları görmemizi engeller

Oysa ki özgürlük miss gibi kokan bi histir

Çok sevdiğim bir dostumu kaybettim geçtiğimiz pazarBirlikte uyduğum , yaşadığım , cebimdeki parayı gerekirse son kuruşuna kadar paylaştığım ( daha da acıtasyon haline istediğim taktirde getirebilirim J ) Gözlerle kurulan bağlantının tek bir cızırtı içermediği bir dostluğun , iki tarafından birini bu boyuttan bir diğer boyuta geçti.

Şuan çok değişik bi haldeyim. Bir kapının tam ağzındayım ve bu ölmek işi şuan benim çelmem . Ellerim kapıyı tutuyor fakat itecek gücüm yok ! Halbuki biliyorum itmeye de gerek yok . Açılmasını istediğim an açılacak .Ama elimde olmadan kitliyorum işte kendimi Sonra azcık bi an geçiyor bir iki nefes kadar . Ben bulutların üzerine oturmuş, ayakkabılarımı aşağıya atmış ,yanında vanilyalı milkşeykim, bir kağıda bacaklarımı sallaya sallaya yazımı yazıyorum huzur ve mutluluk içinde . Hem çok mutluyum hemde çok üzgün yani


Yine tanrısallığın sonsuz tanımsızlığı içine düştüm !

Bir replik geliyor sonar aklıma
Train yourself to let go... of everything you fear to lose.
( Kaybetmekten korktuğun herşeyi bırakabilmek için kendini eğit  )

Özgürleşmenin reçetesikişisel bağımlılıktan uzak kalmak “ …
Ana korkukaybetmek” …

Özgür olmak ,uçmak , ayaklarının yerden havalanması ,rüzgarın topuklarını öpmesi . Bir kuş olmak ama kanat değil kollarını çırpmak .

Düşünüyorum
Beden adı verdiğimiz şu et parçasını bile burda bırakacaksan giderken ; Neye sahibiz?

Anne ? baba ? çocuk ? araba ? yeri? Para? yatağın? su içtiğin bardak? takma dişlerin? KEDİN?
Hiçbirşeye
Koca bir hiçbirşeye ! Burda kullanılan hiçbirşey dikkatli bakıldığındaherşeyanlamını taşır, sonsuzluk içerir yani

Hiçbirşeyin herşey olduğu bir ortamda herşey ; iki karşılıklı koyulmuş aynanın içe geçmiş görüntüsü kadar sonsuz bir varlığın tanımıdır

Hiçbirşeyin herşeyine sahipsem , beni hiçbirşeysiz hissettiren nedir?
Sanırım elle tutulan ve gözle görünen zavallı sistematik öğrenmişliklerim ! Zavallı gerçeklk tanımlarım

Hatırlıyorum
Ben gözlerimi kapattığımda sonsuzluğun içinde akabiliyorum, göz kapaklarım kapalıyken daha çok şey görüyorum.
Ve o zaman farkediyorum ki
Bedenen beni ve olduğum boyutu terketmiş gibi görünen kadim dostum, gözlerimi kapattığımda karşıma dikiliveriyor ve o büyük gözleriyle bana bakıyor

Tam o anda farkediyorum kiaslında o benim içimde sonsuzluğumda benimle birlikte olabilmek için yerini almış hatta hep ordaymış. HerşeyinHiçbirşeyle dansına birkez daha tanık oluyorum, koku artıyor ve bir kez daha hatırlıyorum;

“Size şah damarınızdan daha yakınım



:14123_100949879943242_100000846923399_23653_5509244_n.jpg



Bence Ferrarisini Satması Gerekmiyor O Bilgenin


Bence biz bir yerlerde birşeyleri yanlış anlıyoruz . Özellikle de sevgi tanımlamalarımızın biraz yanlış olduğunu düşünüyorum . Düşünce tabi bunlar yani benim düşüncelerim . Ama bence yanlızlıktan anladığımızda yanlış bizim . Yani yanlızlık o içsel hal evet bu gerçek bilgeliğimiz orada saklı evet ama belki de bunun anahtarı bir başkasında … Yani onunla yaşarken farkedeceğiz biz kendi bilgeliğimizi . Ben biraz +/- dengesinde görüyorum herşeyi mesela Allah’ın aslında yok olduğu varlığının içinde gizli . Yada aslında herşeyi kontrol edebilecek güce sahipken hiçbirşeyi kontrol edemeyecek kadar aciz olmak . Yanlızlıkta bence yanlız olmadığımız bir anda içimizdeki bilgenin uyanışının yaşadığı o ‘kendini sadece kendinin anladığını hissetmek ’ ben insanların yanlız savaşçılar olarak yaşamasını ve böyle yetiştirilmesini biraz komplo olarak görüyorum :) senin en gizli tapınağın için zaten ve oradaki koruduğun mücevherinde öz’ün . Ama dış dünya’dan aldığın bazı dokunuşların anahtarları ile daha da yaklaşıyorsun kendine … Hatta şöyle anlatayım ; mesela biz Onun la çok tartışırız ve ben her bu tartışmanın içinden ayrılmak istiyorum diye çıkarım . Ayrılık isteği aslında kaçış . Ayrılık isteği aslında bir kabulleniş . Ama devam ettiğimizde (ki her seferinde iyi ki devam ediyoruz ) ben nasıl bir ego yaptığımı ve onunsa ne kadar saf olduğunu görüyorum .Tek amacı sevgisini akıtmak oysa ki ben bildiğimi sandığım ve onun bunlara katılmadığı birçok fikirde o kanallarımı kapatırken buluyorum kendimi … Yani demek istediğim şu ki; aslında bir ilişki içinde tanıyor insan kendini … bu bakkalınla girdiğin ilişki neblim komşunla girdiğin ilişki aslında senin kendini anlaman için bir düzlem … ya çok derin ifade edemiyorum artık kendimi , düşünüyorum anlıyorum ama harfler eksik kalıo :) neyse birazcık dindirebilirse o hissini sevinirim … bana ii geldi mesela sana yazdıgımı okuyunca :)