23 Aralık 2011 Cuma

Sanırımyeterinceaçık

http://www.youtube.com/watch?v=L0AkO8yyArs&feature=related

26 Ağustos 2011 Cuma

Pollyana Düştü… Heidi ise durumdan habersiz sıcak ekmek kokusuna koştu!



Uyan
Çık yataktan
Giyin
İşe git
Çalış
Ay sonu gelsin, al koy parayı cebine...
Sonra at elini cebine... Kira zamanı geldi... Ev sahibine kirayı ver... Sok elini cebine... Çıkar elini cebinden... Aidat, faturalar, yol parası, kedi maması
Elinde tekrar cebine sokacak pek bir şey kalmadı mı?
Dert etme. Püfleme

* Asgari ücretle aile geçindiren çocuk okutan insanlar var... Püfleme. Nankör olma!

EĞER NANKÖR OLURSAN ALLAH KIZAR BAKARSIN BELKİ Bİ DE ÇARPAR !!!

Annen arıyor, aç telefonu
Sana nasıl gittiğini soruyor, düzgün düzgün cevap ver kadına
Hala belini doğrultamadığını ve tamamen bir balta olmadığını söylüyor... Haklı kadın... Saygısızlık etme
9 ay bilmem kaç zaman karnında taşıdı seni... Saygına kusur edinme

Biraz soluk almak! Evet, evet alabilirsin evet... Düşündük... Uygundur... hatta hakkındır
Çık dışarı
Koşturan insanlara takıldı gözün yine... Es geç takılma onlara...
Havayı hissedip, güneşi koklayacak hislerinin hala yerinde olmasına şükret!

Sus konuşma! Yoksa Allah varsa çarpar!
Sende onlardan olacaksın gün gelince merak etme... Hepsi sevip öpüp koklayıp seni içine alacaklar... Toplum seni sevecek

Ulaş artık gitmeyi amaçladığın yere... Trafik içinde söylenmeyi kes…  Bir bira söyle kendine... Otur arkadaşlarınla kır iki lafın belini... Dikkat et balyozla vurma o bellere
.
Artık koca insanlar oldunuz... Bırak pembe düşlerinden bahsetmeyi... Ne olacak bu ülkenin hali bunu düşün! Bunu düşündükten sonra Daha ne olacak bu dünyanın hali var sırada
Kendinden bahsetmeyi kes... Dünya da insanlar açlıktan ölüyor... Kendine acımayı kes! Haline şükret

Yeter geç oluyor... Eve gitmek için hazırlan... Sokakların tekin olmamasından şikâyet etme! Bak gidecek bir evin var... Bunun için Allaha teşekkür et seni çarpmasın NANKÖR
İçtiğin biranın 10 lira olmasına takılma, güzel mekân burası... Deniz manzarası sattı sana... Adamın hakkını ver...

Eskiden tüm denizler benimdi diye düşünme o eskidendi...

İleri de ki otobüs durağına doğru yürü... Taksiyle gitmek mi istiyorsun... Saçmalama o parayla bir eksiğini tamamlarsın...
NE? BAŞLARMISINSIN ŞİMDİ "bir eksiğine"

Ne biçim konuşuyorsun sen benimle!

İnsanlar Afrika da açlıktan ölüyor, yaşadığın yerde sende görüyorsun ki çöp karıştıran insanlar var, ayrıca bunlardan sonra Tekel işçileri var daha onlara da sahip çıkacaksın... Sen kimsin ki taksiye biniyorsun?
NANKÖR!

Sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç, sabret, şükret, es geç

Sistem Eror!

Bızzttt

. 1 ölçek temiz  uyku 1/2 Farkındalık.


Yataktasın
Uyanmak üzeresin, göz kapaklarının hareket ettiğini hissediyorsun
. Yavaş yavaş aç gözlerini, kulaklarına inen kuş cıvıltılarıyla. Bugün yeniden doğ...
Hımm o ne? Vanilya kokusu geliyor burnuna... Unutma! Çikolata fabrikasına çok yakın evin. Aslında her sabah duyduğun bir koku bu... Bugün sadece FARKET!
Ufak bir gülümseme
Derin bir nefes
Bırak Güneş üstüne doğsun, vanilya kokusu içine dolsun
Tüm kemiklerin esnesin, yıldızlar üzerine düşsün
Ve sen ;

Bu büyük kocaman derin ve güzel nefesi alabildiğin için; Bütününe teşekkür et
Onu saygıyla selamla... Sevgilerini ilet... Günü kucakla

O yataktan bu enerjiyle kalktığında göreceksin ki; hiç gitmeyecek burnunun ucundan o koku

Onun istediği; senin kendinle bütünleşmen ve algıladığın güzelliklerden başkası değil çünkü.
Öteki olma, kendin ol
Kendin! Hatırlasana doğarken kendindin…

23 Ağustos 2011 Salı

Masal Tadında ...

 


Gökten düşmüş yerlere dağılmışım
Büyümemiş küçük bir kadınmışım
Bazısı için uzak bir rüyaymışım
Sonunda senin gibi insanmışım
Ama yolum çok yolum çok uzun
Ama yolum dar küçüçük sokaklar 
Görebilir misin içimin rengini?
Bulabilir misin zamanın dengini? 
Yürüyüp geliversen
Yamacımda dinlensen
Aklıma masal olmuş
Günlerimi getirsen 
Ama yolum çok yolum çok uzun
Ama yolum dar küçüçük sokaklar 
Gökten düşmüş yerlere dağılmışım
Büyümemiş küçük bir kadınmışım
Bazısı için uzak bir rüyaymışım
Sonunda senin gibi insanmışım

BENİMLE BÜYÜR MÜSÜN VANİLYA KOKULUM ???











22 Ağustos 2011 Pazartesi

İyi Seyirler ...


Yine bir Sezen Aksu içinden

Yooo depresyon değil ...

Hatırlamak ...

Eskiden di ... eskiden di ... çookk eskiden ...

24 Haziran 2011 Cuma

İntihar Gelgitler

Çok farklı bir yanım ölüyor bu akşamda ;
Kesemdeki bir başka geçmişten çıkan anları , yaşanmışılıkları maziye gömme çabasındayım.

Çok değişti herşey , çok değişti o , bu ,şu BEN !
Mutlumuyum?
Bir rahatsızlık var orası net , cızırtı son derece net geliyor kulağıma , yine intihar planları yapıyorum , yine aklım durmuyor yine kalbim bana bir diken gibi batıyor .

Korkuyorum
ama korkmuyorum
Ölmek istiyorum
ölemiyorum ve en kötüsü aslında bunu istemiyorum . ama doğruyu söylemek gerekirse önümüde göremiyoruum :(

Üzgünüm :( bu sefer çok üzüldüm :(
Kalemimin mürekkebi bitti
Hissediyorummm

5 Mayıs 2011 Perşembe

Niüv Ekspiriınsıs ...

Çok acayip haller gene ...
Bu akşam ki bir deneyimin yarın bahsini edeceğim ...

Şuanlık ...
Bu kadar

4 Nisan 2011 Pazartesi

Rolcük rolcük modelcik modelcik insan ...

...

O kadar yazdıklarımın bir anlık azizlik dolayısıyla silinmiş olmasına hiç aldırmadan devam ediyorum :D

ama taktir edersiniz ki oturup baştan yazamam.

...

Şimdi bugün çok gzel bir gün bunu kabul edelim :d
Ve ben her geçen gün daha da oluyorum :D bunu da ...
Herşey yolunda gitmekle beraber kadar olması gerektiği gibi ki :D

...

Bülent amcamız dans ediyor bu zamanlarımıza da ... Yeni albümünü dinliyorum kulaklarımla sürekli ... yollarda , evlerde , kendime yakın bazılarından da uzakta D:
Güzel oluyor tavsiye ederon ...

...
Bugünde bir soluklanayım diye otuunca bi yerde ; eskileriyle karşılaştım ... ne güzel demiş ;

Bir masanın kenarları kadar kavuşmazmışız öyle derler :D

Şimdi bugün ben güzel de bir film izledim ... La noire de ... diye Beyoğlu sinemasında ... 3te1'i dolu bir salonda ... film tokat gibi geldi bana ... ne kadar parayı önemser olmuşum onu çıkardı özümden ve tekrar iyi ki işi bırakmışım dedirtti kendime ...

Fransız sömürgesi altında olan Senegal'in Katar'ından bir hizmetçi alır bir Fransız aile ; ilk önce Katar'da ki evde işe başlar sonra aile Fransa'ya dönmesi gerektiğinde de onlarla birlikte gider .

Ailenin ruh hali değişmiştir . Kadın artık daha gergindir . ( Sanırım kocasının işleri iyi gitmemektedir ... )
Neyse kız sonunda dadı olarak girdiği evde hizmetçiye dönüşür ve kendini köle olarak hissettiğini söyler ve kendini banyoda küvette usturayla keserek öldürür . Ben burayı çok sertmiş gibi söyledim de sert değil :D özellikle kan görmeye çok alışmış bir yüzyılda yetiştiğimizden sanırım siyah beyaz bir filmde kan görmek sert gelmedi de bana asıl ne pis bir insan haline dönüştüğümü farketmek sert geldi ...

O kadar yüzeysel baktım ki filme ; ne farkeder dadılıktan hizmetçiliğe dönmek bunun için ölünür mü falanlar ... Yok o parayı niye almıyorsun kızım manyakmısınlar? yok yok ben bildiğin paraya çok tamah eder olmuşum ve bir insanın orada kendini aşağılanmış hissetmiş olmasına peh demişim ...

İşte sistem insanı böyle yapıyor ;
Babanın kıza tecavüzünü sindire sindire alıştırır erkek çocuğunun başına gelince bu Aouvvv falan yaparız ...
Bir önce ki suç bir sonrakinden aldığı güç ile resmen meşru kılınıyor ; çok acayip bişi bu ...
Nerden nereye ya ...

Neyse ben kendimi şimdi bu moddan çıkarayım da Adrei Rublev' e sokayım ...

Hayat aslında tam olarak böyle birşey , işimiz gücümüz moddan moda girip rol kesmek ...


21 Mart 2011 Pazartesi

Ask ...

Uzanmışssın boylu boyunca , çarşafa gerilmiş
Kendinden habersiz bir Mesih misali yatağa ...
İnsansı seslerin karşırken geceme ,
Uyanık olma sebebim aslında sessizliğindi ...

Gecelerim olmuşssun gündüzlerimden ayrı ;
Gözlerim olmuşssun , bakışların bakışlarımın aynı ;
Kendimken gördüğüm kara deliklerinde ,
Aradığım sendin , o da benim iliklerimde ...

Aklının kurbanı , zihninin yandaşı
Masumiyetimin resmi , vanilyalı sevgilim ...
Ağzıma dolarken kana kana içtiğim ;
Kalbimin özünde ve damarlarımda
Hem de en şahında ,
O'ndan sonra sen varsın ;
3 iyidir 4 ise gereğinden fazla



İnş ...

Bombalanırken şehirler ;
Kalbimin başkentiydi boş kovanları füzelerin ...
Acıyan canımın tarifi yok ; ilacı ise gayb
Gayb'ın sahibi O , O'nun sahibi hiçkimse ...

Ulaşılmaz yolların sonu , kavuşmanın heyecanı
Karışık zihnim
Beni her geçen gün daha da hızla terkeden gri beyin hücrelerim
Sanki bir dolu bir boş , ortada olmayan çocuklarımın çığlıklarıyla
Gecesi gündüze karışmış isimsiz dakikaları ömrümün
Bir dolu bir boş çocuk parkı ;
Gecesiyim en belirgin gündüzlerin ,
Duyamayanıyım içimdeki ağlayan kız çocuğu sesinin

Yine bir mevsim geçiyor bedenimden
Karlar yağıyor , fırtınalar kopuyor , dolunayın gelgitleri sahillerime vuruyor.
Şaşkınlıkla izleyeneyim gözyaşlarıyım
Sanki sahipsiz ve kopuk mısralar anlattıklarım
Dervişi sanki ruhum fahişe bedenimin

Özlemindeyim yazın , baharın , kışın ...
Bahara uyumlanmış vücudumun anlaşması yok hiçbiriyle ...
Ama karar veriyor kalbim , kafamı ezen , karnıma tekmeler basan bu versimden de dilimeye


İnançlarımın , umutlarımın bağıra çağıra dillenen şahadetidir niyetim
Umarım Güneşten önce geri gelir tüm kaybettiklerim ...

24 Şubat 2011 Perşembe

Yolculuk ...





-willie ?
-yeah eddie ?
-you are coming to a new place, but everything seems the same???
-........


sil değiştir
Mattadelamarques313 11 Kasım 2010 13:00

17 Şubat 2011 Perşembe

Anlaşılmak Üzerine ...



adam:

geldin mi

benden istedigin ne var derya

kadın:

bi sn patron

adam:

gitmedi mi hala

kadın:

gitti şimdi

dedim sevgilim msnde

beklio

git

o da gitti

adam:

anladım

kadın:

ne anladın

adam:

söyledigini

neyse

benden ne istiyorsun

ne yapayım

rahat mı bırakayım seni

kadın:

senden huzur istiyorum

adam:

ne yapayım

kadın:

bak sana bugün yaşadıgım birşeyi anlatıcam

adam:

dinliyorum

kadın:

sabah okudugum kıtapta birşey vardı .

mısırda bır hazine bulacagına ınan bır coban

bı sekılde bıdı bıdı kader onu bıletcının onune getırıyo

içinden bir ses diyor kı hadı

sat koyunun bı tanesını al bıletı gıt mısıra

sonra dıger ses dıyo kı

koyunlarını satma manyakmısın

onlar senın cocukların

naparlar sensız

bu arada cok baglı koyunlarına

onlara sarkılar bıle soyluyo falan

neyse kıtabı tam orda bıraktım

aksama sakladım tercıhının ne olacagını ogrenmeyı

sonra evden cıktım

senle konustum o ara bılıyosun

acaba dedım taksıye mı bınsem

yoksa yurusem mı

taktım kulagıma muzıgı

basladım gokyuzune baka baka yurumeye

o kadar susamıstım kı o an

su da aliim dedim

sonra dun aksam gordugum ruyam geldı aklıma

ice tea içiodum

kana kana

ayyy dedım ice tea aliim

neyse girdim metronun orda ki fırın gıbı seye

şeftalili yokmuş

almadım bende

çünkü ben ŞEFTALİLİ istiyordum ,

neyse

aşşaya indim

orda sordum 2 tane kalmış

aldım 2sınıde

sonra bir şarkıda çok güzel bi yere denk geldim

ve ordaki sözler bana şok etkisi yaptı

sanki kalp krizi geçiren bir hastaymışım ve kalbim durmuşta

şok yapıo doktorlar gibi

elektrik gitti kalbime birden o sözlerde

sonra sağıma baktım

martılar & güvercinler pis bi dere var burda onun uzerınde uçuyolar

1 tanesıne takıldı gozum

sanki derenin bi katmanı vardı ve onun yukselmesini engelliyordu

kendıme benzettım

sarkıda yukseldıkce kulagımda

o daha cok kanat çırptı

yavaş yavaş yukseldı

ha bu arada ben yurumeyı bırakmıstım

onları ızlıyordum

sonra ıyıce yukseldı gıttı

kendıme benzettım

guneşe dogru yukselebılırım işallah bende dedim

gozlerımden yaslar boşaldı

ama yuttum

cunku kımse gormemelıydı

aptal gıbı boklu bı derenın karsısında neye ağlayabılırdı kı bır ınsan

neyse

tam yurumeye devam edıcektım kı

şarkı bıttı

başka bişey başladı

aklımda sadece ice tea içiceğim an vardı

o ilk anı hissederek yaşamaya çalışıcaktım , lezzetini algılamaya programladım beynimi

çünkü ben bugün farkettim ki

sürekli koşuyorum

biraz durum seyretmek lazım

yavaşlamak lazım

sindire sindire

neyse

çıktım merdivenlerş

geldim odama

açtım bilgisayarımı

sen mesaj mı attın telefon mu ettın bişi

sonra eda aradı

msnim kendiliğinden otomatik açılıo

o açılınca eda ordan yazmaya devam etti

nesrinin ayrıldıgı herıf evlenıomus ve nesrin çok kötüymüş

aynı anda nakışçı geldi

ona numuneleri tarif ettim

daha sonra sanırım sen aradın

bişi

daha sonra akşam yolladığım desenlere ölçü istedi baskıcı msnden

bunların hepsi 10 dakika içinde oldu

sonra gittim

mutfağa su içtim

çünkü çok susamıştım

ama ice tea içmek için o susuzluğumu beklettiğimi su içtikten sonra dolan midem ile gözlerim masadaki ice tealere takılınca gördüm

çünkü yine kendimi otamatiğe almıştım

ve yine kendimi unutmuştum

neyse dedim

güzel bi müzik aç

frekansını bozma

açtım

çalışmaya başladım

enjeksiyoncu geldi

getirdiklerini numuneye basması için numuneleri vermem gerekiyordu

bu yüzden de aşşağıya modelhaneye gittim

2 kat aşşada

adam bana bunların basılamayacağını söyledi çünkü dikiş yükseklik yapıomuş

2 saat ona

bu işi daha önce de yaptırdıgımı ve böyle bı sorunla karsılasmadıgımı anlattım

neyse verdım göturdu

yukarı cıktım

sen yazdın

beni unuttun diye

tam seninle konuşurken bi taraftanda çizim yapıodum

çünkü aşşasının çizimi bitmiş

neyse

ezgi yazdı bi de

osmandan ayrılmıl

ezgiye hiç muhabbet etmiyoruz biz normald

e*

ona da zaman ayırmam lazımdı

cunku onemlı bı haldeydı

ve ben bu sefer onu dınlemelıydım

aynı anda da senınle konusuyorum ama

ve sen git başkasıyla konus bık bıkları yapıosun

neyse

ezgi yemege cıktı

artık gerılmeye baslamıstım

cunku ezginin anlattıgı özgür olmak istiyorum çığlıkları aslında benim çığlıklarımın aynasıydı

ve çoban geldi aklıma gene

sat koyunları dedim içimden

sonra dedim ki satamam

çünkü burda çok sevdiğim biri var

ama sen bu arada bık bık yapıosun bana msnden

neyse

yemeğe çıktım geldim

kafamda sorular

enjeksiyoncu geldş

sik gibi yapmış işi

bok gibi olmuş

hiç beğenmedim

ve

cumaya yapacağım sunumdan 2 modeli çıkarmak zorunda kaldım

bi taraftanda sen hala bana trip halindesin ama

sonra salih aradı

onunla konusurken sen gitmiştin ya

geldim mi ne yazdın msnden

bende sana yalan söyledim

dedim patron var

cunku bi sn tel desem

gıt telefonla konus dıyıp bana gene bık bık yapıcaktın

neyse o da bi ton beni gerdi

sevgilisine yaptıklarını anlattı

diyemedım ona

bırakta cocuk 6 dakka sonra cevap yazmış olsun mesajına

rahat ol azcık

diyemedim anlamazdı çünkğ

diyemedim kaan bana napıosun kimlerle konusuyosun dediğinde aslında portakal soyuyorum kendıme

o kadarcık zamanı bıle açıklamak zorunda olmak beni öldürüyo sende çocuğu öldürme diyemedim

sonra kapattım telefonu ve senin yazını gördüm

hala gitmedi mi patron

yani buna söyleyecek o kadar lafım olmasına rağmen tek satır etmedim

sonra yazmışssın benden ne istiyosun

sadece huzur yazmıştım ya

şimdi sanırım bununla altı daha çok dolmuştur o huzurun

şuanda da gül msnden yazmış tutuncu turuncu ışığı

yanıo

akşam gelemeyeceğimi mail atmıştım

ona cevap verecektir

tek kendime ayırdığım zaman olan perşembe akşamlarına gidememek ne acı bi his içimde bi bilsen

ve beni şuan artı 1 daha da anlamış olsan

( ve senden gelen bir telefon ; sana neden yalan söylediğim hakkında … bu mudur ? diye sorsaydı keşke biri de ; budur deseydim bende ; keşke o şarkı hangi şarkı deseydin ve gerçekten beni anladığını anlayabilseydim )



27 Ocak 2011 Perşembe

Arzu'nun Haydarpaşasına itafen ...



Tüm ihtişamıyla belki de şehrin en tutkulu ve gizemli lokantası…İçine girip, çok bakmış olsam da hiç yemek yemediğim bir yerdir orası. Çünkü ,öyle özel bir insanla gitmek istemişimdir ki, masaya oturduğunda “ Hımm, menüyü biraz zenginleştirmek lazım, koltuklar da eskimiş” gibi uyuz nutuklar atmasın bana. Hiç çekemem.




.................


Bu yüzden sona kaldım ve malesef dona kaldım :( Geçen sene kendi içimde ve yurdumun içinde başlattığım gezimin startını Konya'ya doğru tamda o istikametten vermiştim ...
O zaman tekrar demiştim hala başımda kavak yelleri esiyorken geleyimde burda bi küfelik olayım , gecenin bir vakti o halde yemekten çıkıp merdivenlerde şarkı söyleyeyim ...

Sonrada aradan yıllar geçsin koca kadın olayım ve geleyim yine yiyeyim içeyim ve sonrasında basamaklara oturup o an esen rüzgara karşı "" o şarkı "" yı mırıldanayım ...

................

Kısmet , olmadı ...
MFÖ 'nün o çok sevdiğim şarkısı geldi yine aklıma ...

Olan olsun bıraktım
Anlamı yok zorlamanın
Şans kadere inandım
Mecburiyetten ...


.................


Bana kimse boş laflarla gelmesin , yürüyelim edelim otel ettirmeyelim bık bık ... Ben bunlara inanmıyorum , ben bir annenin yada babanın çocuğunun elini tutarken ona hayatının ilk öğretmeni olurken ; his verebilmesine , değer bilmeyi öğretmesine inanıyorum ...

27 yaşındayım ve keşke daha önce doğsaymışım diyorum bu şehri daha iyi hissedebilmek için ; Yaşıtlarımız Ortaköy'e giderken eğlenmek için , biz Despinaya gidiyoruz ... Biz Ortaköy'e kumpir yemeğe gidiyoruz ...


Çok üzülüyorum çok ... ;Tarifsiz

Keşke bir kaç ay önce sevgilimin elini tutarak Modadan aşşağıya inerken , kaçan vapura inat ısrar etseymişim Haydarpaşayı bi görelim isteğimde :(

Keşke ...

Ne acı kelime ...

Tek tesellim daha önce ki hayatımda şehrin tadını çıkarmış olmak ; bu yüzden de yine bu şehirde olmayı seçmek

18 Ocak 2011 Salı

Şöyle ki ...

Bilirsin ben konuşurken kağıt mendilleri harcarım ...
Sıkarım bürkerim burkarım ...

Onları kendime benzetir , içimi görmeye çalışırım


Kendinize ufak ufak ateş edin !


Yutun ,
Sürekli yutun ...
Hatta bu yüzden çok kilo alın , yeri gelsin ortadan ikiye çatlayın ...

Derdinizi kimseye anlatmayın , bırakın onlar konuşssunlar ve kendilerini hep haklı sansınlar ,
Çünkü öyle görünüyorlar ,
Onları o görüntüde ki haklılıklarıyla baş başa bırakın ...
Duyduklarınızı yutun !
Geçişi midenize doğru hissedin ve o sancıyı midenize kitleyin .

Midenize ateş edin ...
Yansın cayır cayır , ama siz susun ...
Kendilerini haklı sansınlar ... Onlara artık dil dökmeyin ... ANLAMIYORSUN demeyin

Kaos düşünün , harıl harıl koşturan insanlar
Birbirlerini bıçaklasınlar anlayışssızlıktan
Kafalarını patlatsınlar birbirlerinin -ki sizde kurtulun onlardan

Bık bık bık bık bık bık bık bık bık bık bık
Hep siksinler kafanızı

Aklınıza ateş edin ... Dağılsın heryere ...

Sonra da siktirin gidin burdan gözüm görmesin sizi ...
Ben sizssiz bi yerde olucam


Ve bana kabuktan bahsetmeyin , çünkü kabuğum sandığınız öz'ümün yanında gerçek kabuğumun sertliğini zerre idrak edemessiniz !

Ve bunları yine onlara söylemeyin çünkü kalpleri kırılacak :(






13 Ocak 2011 Perşembe

Öyle Haller İçindeki Halim Türkçeye Çevirmeye Yok Mecalim














Mutluyum kutluyum yarınımdan umutluyum ;
Ama bunların hepsini nedense biçimli yaşamam lazım ...

Zamanın birinde ; yine buralara yakın yerlerde yaşıyordum o sıralar , bana çaldığı Lir'in sesiyle büyülendiğim Hermes'e de söylediğim gibi ... Ölümlüde olsa insan sesi lazım melodi denen şeye ...

Tabi yanıtsız bırakmamıştı laflarımı Sevgili Herm ( samimiyetten )
- İnsan sesi sınıflandıracak , düşüncesini sadece karşısındakine anlatabilmekten öteye kullanacak bak göreceksin Sevgili Matta diller adı altında sınıflara bölünecek ... demişti

Çokta sallamamıştım aslında Herm'in bu sözlerini;
Ama o kadar enkarne olmuş ruhum artık geç olsa da anlıyor dediklerini ...
Bir süredir etrafımdaki bir çok şey çok internasyonel gelişiyor ... tanımlama zorluğu çekiyorum ;
Saçma sapan iş teklifleri alıyorum , Uzak Doğudan falan saçma sapan sevdiklerimi yolluyorum Avrupaların Batılarına , saçma sapan haller yaşıyorum ülke aşırı

Halbu ki ben hep kendimden aşırı oldum ... Ama önce dillerini ve bu yüzden de onları tanımadığım insanlar bana zorluk çıkarıyor yanlarına gidebilmek için sevdiklerimin ... Kapılardan geçmem isteniyor - ki bunlar tekamülliks kapılarda değil ... bildiğin biulding ...

Ama sonra Sevgili Dona'nın lafı aklıma geliyor ...
Öyle bir deneyim yaşayacaksın ki bu sefer , kalbin yolların ayırdıklarına çarpabilecek sıcakça ve o da bunu duyacak ... sana şarkılar yollayacak ve kulakların duyacak ... sana fotoğraflarını yollayacak gözlerin görecek ...


Anlamamıştım Dona'yı o zaman , sonuçta daha inmemiştim yeryüzüne ...
Ama gene bişi oldu ...

Uzakta ki kalbimin yakını bana kendime çok uzakken bir sayısılı harfli dizilim yolladı
Tık ettim üstüne

Bu çıktı ...

Sesler vardı ...
Fotoğraflar çoktu ...
Görüntüler eskiydi ...
Dil aynıydı ...
Hiçbirşey anlamayan beynim yine şarkının ruhuna akan kalbime yenik düştü ...

Gözlerimi kapadım ;
Dostumu düşündüm ...
Taaa ordan beni hala anlıyor , kablonun fişini çekmemiş dedim ...
Günlerdir tutsağıyım

Hermes & Dona & Jan & Matta ...


Çok eski yaşamlardan taşıdığımız dostluğumuz ... Hala antik halindeki kadar hisli ve taze ...