20 Kasım 2013 Çarşamba

Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcut değil !!!

Milletçe labirente bırakılan penirin peşindeki farelere benziyoruz ...
( Bu başlıkta ki metaforda labirent sistem , peynir gündem , fare ise kurban olarak kullanılmıştır  )

... Ve ne yazık ki her peyniri bulduğunuzu sandığınızda ; sistemin o  koca elleri , peşinde olduğunuz peyniri alıp daha uzağa koyuyor ... anlamıyorsunuz bile neler olduğunu ... değişen gündemden başınız dönüyor ama ben sizin artık hipnotize edildiğinizi düşünüyorum ...

Ve her gündem malzemesi o kadar fake kii  ... bunu nasıl görmediğinizi de anlayamıyorum ... 

Bu yüzden şu an gündemde olan ' o gece Ahmet Kaya'ya kimler hakaret etti ' tartışmasını son derece samimiyetsiz buluyorum ... samimiyetsizliğiyle birlikte had'siz de buluyorum ... ikonlaştırılmaya çalışan (kitlesine sahip olmak için bu tabi ki ) bir isimin ailesinin insani duyguları önemsenmiyor bile ... 

Özellikle anne ve babalarımızın jenerasyonu insanlarının , şu an  sahte Ahmet Kaya sevgi gösterilerinden de  ayrı yıldım ... Herkes Ahmet Kaya'yı anlıyor oldu birden ... 
Oysaki bu ülkede yıllarca Ahmet Kaya için '' kendisini görüşlerini sevmem ama müziğini severim '' cümlesiyle o kadar çok karşılaştım ki ... 

Hiç anlayamıyordum da müziğinin - sözlerinin ruhunu sevecek kadar anlayabilen biri nasıl oluyorda bu kadar bağnaz kalıp sadece toplumda yaratılan algıya dayanır diye ama büyüdükçe ve içinde yaşadığım toplumu tanıdıkça bu sorunun cevabınıda buldum ... neyse artık ... 

Ahmet Kaya haklılığıyla yanlızlaştırılarak , toprağından uzak , ailesinden uzak ölmüştür ... 

Ahmet Kaya'nın sanatının ruhunu anlayan insanların ; artık sahte sahte o gecede yer alanları linç etmesi değil ( - ki bence şuan linç edenlerin çoğu da o dönem onlar gibi düşünüyordu ) sözlerinde anlattığı ruhu anlayıp - sindirip yanındakinin elini tutması gerektiğini düşünüyorum ... geçmiş geçti ... o dönem insanlar MALESEF böyle davrandılar böyle oldu ... Bence birilerini linç etmek istiyorsanız inanın içinde yaşadığımız dönemde daha fazla malzeme var artık ve malesef yaptıkları saçma sapanlıklar hepimizi birleştirecek kadar global bir hale geldi ... 
ama artık nolur temcit pilavı gibi önünüze sürülen gündem malzemeleriyle kaşınmayı bırakın ... çünkü geçmişte malesef daha sizin yeni yeni anlayabildiğiniz düşünceler uğruna  öldü bu insanlar ... ve tek suçları birşeyleri sizden önce farketmeleri / onlara destek vermediğiniz içinde  yanlız kalmalarıydı ... 

Artık bu bilge ruhları daha da dedikodu ve gündem malzemesi yaparak ruhlarını rahatsız etmeyin ... onların bıyığını bırakarak / dövmesini yaptırarak / sözlerini paylaşarakta olmaz bu ... Onları özden anarak yükseltin ... Bu da onları anlamaktan geçiyor malesef ... 

Sonra görüyorsunuz en kapitalist markalar Che tshirtleri ,  Deniz Gezmiş parkaları yapıyor - satıyor - paralarını kazanıyor ve bu ikonalaşmak /putlaşmak aslında sadece sisteme  malzeme olmak işi onların ruhlarını sızlatıyor ... 

Çarklar dönüyor , zaman değişiyor ama sürü ve çobanın yeri hiç değişmiyor ... Sadece tanrılar değişiyor ... Sistem kodlarınız çok iyi çözdüğünden hala oyunu kuralına göre oynuyor ve siz hep peyniri takipte kalıyorsunuz ... 

Artık insanların kendisine söylemesi gereken de şu  :  Bugün , 10 yıl önce en uç noktadaki hislerimizle savunduğumuz şeylere karşı yeni bir anlayış yeni bir bilinç geliştirebiliyorsak ... Onları anlamaya başladıysak ...  İÇİNDE OLDUĞUMUZ gün içinde hep bunu hatırlamamız gerekir ... Bugün böyle gösterilen yarın değişebilir bu yüzden kimsenin kalbiniz kırmamak gerekir ... Gösterilen hedeflere doğru at gözlüğüyle koşmamak / sadece insan olmak hatta sadece varolmak kriteleri baz alınmalı , zehirli duygular enjekte edecek olan her türlü faşist / milliyetçi / bağnaz ve dar görüşlerle kendimizi kirletmemeliyiz canlarım ... 

Zira o gece yok orda değildim / ben wcdeydim / ben sonra aradım özür diledim demek zorunda kalmazssınız ...

Bi zahmet artık sadece Dünya adlı gezegende yaşayan insan formunda bir canlı olduğunuzun farkına varın ... O zaman hayvana / insana  / yeryüzüne özgürlük gelecek !!!

Bunu paylaşmadan olmaz ... dı

'' Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe ''



31 Ekim 2013 Perşembe

Ölmek

http://www.youtube.com/watch?v=kO8BD4M37Ug

Kış geliyordu ... Mutsuzluktan ölecektim ... Güneş beni terketmişti ...
Uyuyarak ölmek istiyorum dedim ...
ve denedim ...






Sonra ...

Önce bi koku duydum ...
Tanıdık ...
Davetkar ...
Davet edildiğim yere gitmediğim nerde duyulmuş ... Tavşanı gördüğümde peşini bıraktığım nerde görülmüş ...
Kapattım gözlerimi ... Eminim yolu biliyorumdur ... Hem O'ndan başka kime güvenilir ....
Önce yükseldi ayaklarım yerden ama çok değil biraz - 10 cm belki de 15 ... Önceleri tatmin oldum ama zihnimin beni mutsuz etmesine de izin vermedim ... Uçmaya başlamıştım çünkü bu benim An'ımdı !!!

Odalar geçtik ... Evlerin kapıları ... Apartmanların kapıları ... Birtakım boyutların kapıları ... Dışarı dışarı dışarı ... Dışarı çıkıyordum ama aslında farkındaydım içeriye doğruydu yolculuk ...

Birtakım bulutlar geçtik ... Birkaç melodi ... Sanki eve gidiyordum ... İçimdeki bu sıcaklık ve tanıdıklık bundandı ...

Yüzyıllık uykusuzluğum son bulacaktı belki de ... Bekleyişlerim ...
Birden yatağımı gördüm ... Gökyüzüne bakan çimenlerin üzerindeki yatağım ... Çocuktum ... yanlızdım ... Üzerindeydim ... Gökyüzünü seyrederdim ... Büyüdüğüme en çok bu yüzden üzülüyordum ... Ama şimdi karşımda ... Elim ayağım titriyor ... yüzümde bu boyuttan olmayan bi gülümseme beliriyordu ...
Ne kadar uykusuz olduğumu anladım yine ...
Ve bıraktım kollarına kendimi ... Gerçek bir kavuşmaydı ... İçi altı heryeri anlam dolu ...
Özlemlerime kavuşmak ve ardımda bıraktıklarıma dair iki damla yaş düştü gözümden ... İki gözüme birer damla ... Eşit - adil ve özgür ...
Ve yeni bir melodi geldi yerleşti kulaklarıma ... uzanırken boylu boyumca en rahatımda ...
Uzandım , tavan yoktu ... Yatağım bulutların üzerindeydi ... ve sürekli yükseliyordu ... Kokular vanilyalı - manolyalı - yaseminli ...
Anladım
Artık gerçekten ait olduğum bütünüme / evime gidiyordum ...
Sonsuza kadar uçacak ... Sonsuza kadar uyuyabilecektim
Artık gerçekten

MUTLUYDUM ...

SONUNDA TATMİN OLMUŞTUM VE BU TÜM VÜCUDUMDAN FIŞKIRIYORDU ...

30 Ekim 2013 Çarşamba

Laurence Anyways ...



Xavier Dolan ...

J'ai tué ma mere ...

Les Amours Imaginaires ...

Bu üç ismi verdikten sonra eğer bayılıpta benim gibi ayılamassanız ve bi tane daha bi tane daha derseniz o zaman dördüncüyü patlatıyorum size ...

 Laurence Anyways ...

İtiraf edeyim sıkıcı ne kadar film varsa ben bayılırım ... derinlerde ... daha da derinlerde ... hatta belki sessizlikten hoşlandığımdan ... özellikle hikayelerin alıp tokatlayıp ağzımı yüzümü dağıtmasına dayanamam ... sanırım biraz şiddet yanlısı falanım ... itiraf ediim evet biraz öyleyim ...

Xavier Dolan ile ilk tanıştığımda ... parçalandım ve her bi parçamı ayrı yere bıraktım ... hayal dünyamın tüm renklerine o da sahipti ... konuları çok anlatmayacağım .... izleyin ve kendi fikriniz olsun ...

Dolan daha ufak minnacık ama şu 24 yaşa 4 film patlattı sonuncu daha sanırım yayınlanmadığından bende izlemedim ... ama her filmde daha da yükselttiği beklentileri karşılayabilmek için ufak bi yaş :))

Dün Almodovar'ın da son filmini izledim evet geç oldu ama neyse ... - ki ben gerçek bir Almodovar takipçisiyimdir ... Los Amantes Pasajeros şu ana kadar izlediğim hiçbir Almodovar filmi için izlenti sonrası - daha iyi filmleri vardı yaaa dememiştim ... Sıkılmadım ama samimide bulmadım ... Belki bu filmin girişinde ilk Warner Bros. yazmasından bilemiyorum ama yani işte sipariş bi film olmuş duygu yok derinlik yok sadece eğlence var o da yani :/ smile'lı ile tarif edilebilecek kadar varsat !

Şimdi tekrar gelelim bizim şu Fransız asıllı Kanadalı Dolan'a ...

Hani demiştim ya çok sıkıcı filmler seviyorum diye ... İşt bu yüzden artık pek kimse benle film izlemiyor ... Haa benimde canıma minnet o da ayrı ama artık üzülmeye başlamıştım ... Jan'ımla oturup bir filmin belini kıramayalı baya olmuştu ... Hatta öyle ki son 1-2 yıldır ( 23:10 Matta ) ismini takmıştı bana ... Uykum geldiğinde hep bakıyoruz saat 23:10 çünkü :)) neyseee

 Laurence Anyways sadece beni değil Jan'ı da patakladı bu sefer ...

Herşeyiyle ... Müzikler - Renkler - Hikayeyi anlatış biçimi - Oyunculuklar - Reji ...

Öldük !!!

Hiç bişi anlatmıycam sadece şunu diyeceğim ... Bu konuya ilk defa bu açıkdan bakılmış ve insanı bunuda sorgulamaya itiyor ...

Bi kaçta foto yüklicem artık daha da siz bilirsiniz ...






ÖLÜMCÜL !

6 Eylül 2013 Cuma

Punk is not dead cidden !!!





Bir süredir kitlendim arıyorum ...
Deniyorum , çoğunlukla yanılıyorum , düşüyorum , kalkıyorum , deliriyorum ama aramaya devam ediyorum ...
Her denemek yeni bir heyecan her yanılmak yeni bir düş kırıklığı ...
Arctic Monkeys geliyor duydum ... Ergen gibi n Rockncoke'u dedim ama içimde gitti inkar etmeyeyim ...
Artık 17 değildim ...
Param yoktu ama asıl sebebi buydu mundar dememin ...
Bıraktım kısmetse olur dedim ...
Geri döndüm kitlendiğim konuya ve her gece aramaya devam ettim , bazen bulamadığımı bildiğim halde o olmadığını anladığım halde ısrar ettim ...
Belki dedim ... Öyle görünmüyordur belki ama o dur belki dedim ... Sanki daha önce o çıkmış gibi ...
En son yaşadığım hayal kırıklığı öyle lezzetliydi ki ... Tadı ve kokusu uzun zaman çıkmaz zihnimden ... ve aramayı bıraktım ... kendisi gelsin KISMET'se diye koydum köşeye şuan bu konuyu ...
Konudan uzaklaştım başka bişilerle en çokta kendi içimi deşmeye koyuldum ...
Bazı kararlar aldım , kendime yatırım yapmaya başladım ... Bi adam gördüm , çok hoşlandım ama adını duyduğum anda anladım o değil ... Düşünme Matta o gelecek sana senin emek vermen gerekmeyecek unutma dedim ... Ok dedi ... Paramın üstünü aldım devam ettim ...
O mağazaya bi daha gitmedim ...
Telefon geldi ...
Arctic Monkeys'e Vip istermiydim ?
Elbette diyip sevinirken , o adam aklıma geldi ...
Kısmet dedim ...
Sonra bi baktım hala 17yim

3 Eylül 2013 Salı

İçine Kaçan Elbet Dışına Çıkar Üzülme Matta ...




Yine uzaklaşıyor benden ama bu sefer peşindeyim ...
Bu sefer diğer seferlerden farklı hareket edeceğim ...
Bu sefer hareket edeceğim ...
Sonra Şubat'a kadar tırmalayacağım , Mart gelecek Nisan'ı düşleyeceğim . Mayıs zaten HAzirandır.
Hop
Yine çıkacak kıymetlim göklere , yine çıkacak ruh bedenden ...
Matta yine yükselecek pırıl pırıl olacak ...
Ama o zamana kadar Hades'le takılacağım ... Sizde ses etmeyeceksiniz ...
Geceleri unuttum mu sanıyorsunuz ...
Şuan sıra gecede ... Gündüzlerin anlamını gece yüklenecek bi süre ...

Gecenin beyaz hüzünlü kadını  ve onun erkeği ... Siz olmadan buralar çekilirmiydi?
Bir gezegende yaşadığımız anlaşılabilirmiydi?
Ben bir küçük bok böceği ...


15 Ağustos 2013 Perşembe

Uçalım !

Açın ellerinizi ... Önümüzdeki 2 saat yukarıdan sorularınızın cevapları bırakılacak ... Burda 2 devre yaşayacağız ... Uyanma ve uyanıklığı koruma ... Önce uyanması gerekenler var tabi ... Korkmayın algılama ve sindirme gayet kolay ama gözünüzde büyütür ve zihne kapılırsanız nerdeyse imkansız ... Açın ellerinizi ... Düşüyor gökyüzünden aklınızı karıştıran tüm kapıların anahtarları ... Adeta rengarenk damlaların oluşturduğu beyaz bulutlardan yollanan bir yağmur gibi ... Tüm Dünya'ya aynı anda yağan ... Fiziksel bir anlam arıyorsanız geçen akşam ki yıldızların tozları diyelim onlara ... Ama fiziksellemeyin zihindir bu ... Kafanızın içindeki gözünüz açılacak , açıktı ama uyanıklık artacak ... Bu yağmur bir süre devam edecek , lütfen şemsiye kullanmayın ... Bütüne bağlı olduğumuzdan , ilerlemek için sizin artık hareket etmenize ihtiyacımız var siz olmadan bir yere gidemiyoruz ... Kollektiflik önemli birbirimize karşı sorumluluğumuz var ... Bu yüzden hadi hazırlanın çıkalım geç kalıyoruz ... Ayaklarım karıncalanıyor , heyecan içindeyim ... Ama beklemek zorundayım ... Bu da benim sınavım sabretmeliyim ... Nolur artık ayaklarınıza ya da önünüze bakmayı bırakın acele etmemiz lazım kaldırın kafanızı ve gökyüzüne bakın ... Düşünsenize siz daha sorularınızın cevabını bulacak anlayacak ve heeee diyeceksiniz ... Biz 1 ders sonrasını bile dayanamayıp okuduk kitaplardan ve pratiğe dökmek için sizi bekliyoruz ... Hadi el ele tutuşun artık ve kaldırın kapaklarınızı , atın şapkaları , çıkarın örtüleri hatta daha da fazlasını almak istiyorsanız kazıyın kafanızı ... Kapaklar nerde mi ? Biri tepenizde biri de tam gögsünüzün ortasında ...

2 Ağustos 2013 Cuma

Bir önceki deneme başarılı bir başarısızlıktı !

Bundan bir süre önce seni çağırdığımı yazmıştım ... Bir kısmında gelmişti ... Ama sende tam olmamıştın ...

Şimsi yeni formatı bekliyorum , bak dünya ayağa kalktı ... Yürümeye başladık .... Sende olmuşssundur artık ... Hadi gel beni pikiklere götür , şarkılar söyle kulağıma ...

Aşık et bana kendini ... Aşık ol bana ... Ben sana daha şimdiden seni daha görmemişken , seni daha tanımıyorken sırılsıklam aşığım ...

Sadece gel'meni bekliyorum ve hatta

Seni çok seviyorum

27 Haziran 2013 Perşembe

Bütünün parçası olmanın hazzıyla ...

http://www.youtube.com/watch?v=Sp30CVKlpGQ

Öncelikle ben hepimize sonsuz teşekkür etmek istiyorum …


yalnız değilmişim … yalnız değilmişiz … biz bir kapı açtık , çok uzun zamandırda eşiğinde beklediğimiz bir kapıyıdı bu … çoğu zaman sıkıldık beklemekten hatta bazılarımız bu amaçsız dünyada daha devam etmek istemiyorum diyip ölmeyi fln dusundu ama yıne de yaşama karsı sevgısı o kadar buyuktu kı ıcınde yapamadık

… şimdi hayal ettiğimiz o dünyayı inşaa edecek araziyi bulduk … tabi hala korkular ve şüpheler var içimizde ama bu doğal … bu hissin dogal oldugunu bilerek ve buna çokta takılmayarak artık çalışmaya başlamalıyız … herşeyi yeniden kurmalıyız … şarkının da dediği gibi ‘’ bu şehri kurallarından yıkıp yarın için özüyle yeni baştan kurmalıyız ‘’

 Çok bekledik , çok engel aştık ... anne babalarımızın iyi niyetli yaptırımlarını sorgulamak - uymayanı reddetmek , kimsenin umursamadığını düşünmek , yediğini içtiğini yememek - içmemek ve ya içemek,ışığın peşinden koşmak çok uzun sürdü . Onlardan yana şanslı olsak; bu sefer de toplumun din adı altında kendince biçimlendirdiği yasaklar ve kurallar silsilesi çıktı karşımıza.

Yeni bir çağa adım atıyoruz. Çocukken filmlerde gördüğümüz, hayal dünyamızda düşlediğimiz çoğu olay bugün laboratuarlarda gerçekliğini kanıtlamaya çalışıyor.  Mana maddeye dönüşüyor çember tamamlanıyor ve biz uyanıyoruz

En basiti tohumlar gibi gibi düşünün ... artık çiçeklerimizi ÖZGÜRCE  açıyoruz ... Ama unutmayalım ki bizde tohumduk , bizde güneşssiz kaldık ; bu yüzden çiçek açamayanları suçlamayalım... bizim için artık yola çıkma vakti ... onlarda yanımıza gelecek ... bunun n zaman olacağı önemli değil ... önemli olan empatiyi koparmamak ... bölünmemek ...

Şimdi tamamen birleşip yeniyi kurmalıyız ... bu uyanışımızda emeği olanlarla ... eski yapı tamamen çökmüştür ve kel görünmüştür ... Çözüm YENİ 'dir

Bundan sonra eski hayatlarımızın düzenine dönebilmek gibi bir şey yok … elde ettiğimiz ruh bedenlerimizden kolay kolay çıkabilecek gibi değil … Başbakan dindar bir gençlik istiyordu ve bizde dindar bir gençliğin ilk sahip olması gereken şeye sahibiz … inanç !


1 Mart 2013 Cuma

Uzun ara sonrası

Uzun bir zamandır yazmadığımın farkındayım , hatta yazzam yazcam diyip yazmadığımında farkındayım , hatta şimdi çok depresyondayım çıkçam yazıcam diyip o depresyondan hiç çıkamadığım için yazmadığımında farkındayım ...

Ama bu kadar farkındalık fazla gelmez mi bünyeye ? Geldi ... Benle birlikte bir çok insana günümüz dünyada bazı farkındalıklar son derece ağır geliyor ki biz burda buluşuyoruz !

O kadar önemliydi ki paylaşmam gerekiyor ...

http://hayvanozgurlugu.blogspot.com/2013/02/aysa-ile-dayansmaya.html