24 Ağustos 2010 Salı

Matta's WhiteRabbit

... çocukluktan hatırladığım bi sahne

Doğmama vesile olmamış ama anne kelimesinde beden bulmuş bi kadın var yanımda ... Şömine başındayız ... Odun atıyor ateşe ... Ve diyor ki ;

İşte yalan söylediğinde yaramazlık yaptığında böle ateşlerde yanıcaksın ölünce

... yaşım 5 veya 4

Çocukluğumdan beri ; aklımı hep teşkil etti bunlar ...
Ve kendimi şeytan sanarak geçirdim tüm çocukluğumu . Çok eğlendim eğlendikçe daha günahkar hissettim kendimi ... Eğlenmenin günah olduğuna bile inandım ... Öle dindar bi ailem yoktu ... Hatta alakaları yoktu ... Babam yıldızlarla ilgilenirdi ki ; astroloji merakım burdan gelir ... Ama üvey annemin söylediklerini daha çok severdim ... Çünkü onlar beni korkuturdu ...

İnsan korkmayı sever ; korkunun hissettirdikleri mutluyken hissettiklerimizle aynıdır ... Korku ve Sevgi arasında fark yoktur ... Fark şudur ; Korku sizi hapseder Sevgi özgür kılar ama ikisinde de hissedilenler aynıdır ...

Korkuya bağımlı insanlar bunu hayatta olduklarını hissetmek için kullanır ... Yaşamı hisettirir Korku da Sevgi de

Sevgiye hep daha zor ulaştığımızı aşıladıkları için bize korkmak kısa yoldan daha etkilidir ve sizi sürüye dahil eder ...

İnsanların korkmak işine gelir çünkü o zaman cehaletin özgürlüğünü yaşarlar ... Ama sistem öle bi işler ki mızmızlamak ve mazlumu oynamakta onlara düşer ...

Din burda 10 numara devreye girer ... Ve bilinmezden korkan insanoğlu için ölüm sonrası öte alem adında bi senaryo yazar ama esas olan 'an dır ...

Ölmek insanlarda bi korku haline gelmiştir bu sayede ;
Tıp , bilim , teknoloji ölümsüzlüğü bulmaya çalışır ... Hastaları yaşatmaya , hayatı daha da tembel daha da zevksiz bi hale getirmeye çalışır ...

Oysa ki ölmek
Öyle bi haz alırız ki o an ;
Ölürüz

En büyük hayallerimden biridir mesela ;
O frekans atlama işini hissede hissede yaşamak isterim ...
Kendimi o anda hayal ederim ... Bedenimden tüm enerjinin yavaş yavaş sıyrıldığını hissetmek isterim , ölmek işini daha keyifli hale getirmeyi istiyorum yani ...

Çünkü farkettim ki çırpınarak ölmek sadece dünyadan ayrılmak istememek ve bilinmezden korkmak ...

Bilmem öle içimden geldi yazdım işte ...

Ha bi de aklımda bi kaç gündür bi sahne ; keşke fotoğrafını bulabilseydim de yapıştırabilseydim ... Trinity ve Neo öyle yükselirler ki ... Gökyüzünün başka bi katmanını görürler ve gözleri kamaşır güzellikten ( Matrix Revolutions )

Ölmekten bile korkmanın anlamı yoksa ; Neyden korkabilir ki insan hayatta ...

Sonrası bi kapı adı da hakikat zaten ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder